"Üniversitede, en çok sevdiğim hocanın odasındaydım. Bana, “Ne olmak istiyorsun? “dedi.
“Entelektüel olmak istiyorum.” dedim.
“Senden entelektüel olmaz” dedi.
Şaşırmıştım, sonra, kırılgan bir ses tonuyla;
“Dersinizi geçmeme rağmen sürekli dersiniz deyim. Okulda en çok okuyan, araştıran ve tartışmalara giren, hep benim?" dedim.
“Senden Entelektüel olmaz”dedi.
Çok kızmıştım!
"Doç. tezlerin konularını bile ben öneriyorum" dedim.
Prof. gülümseyerek geriye yaslandı.
"Senden çok iyi bir araştırmacı olur. Ama entelektüel olmaz. Nedenine gelince,sana entelektüel olamazsın dediğimde,bana bir Entelektüel gibi “Niçin olmaz?" diye sormadın, aksine alındın ve hiddetlendin. Yazarlık bilgi işidir. Entelektüellik bilgi değil,davranış biçimidir. Bir insanın entelektüel olması için en az 3 kuşak ailesinin okuması gerekir. Okulun önüne bak. Hepsi son model araç dolu ve hocalara ait. Her sene model yenilerler. Gerçekten böyle bir yenilenmeye ihtiyaçları var mı?Niçin bu şekilde yaşıyorlar. Çünkü o ünvanlarla gördüğün hocalarının kariyerleri ne kadar yüksek olursa olsun, ruhları feodal bir köylü. Güçlerini topluma kabul ettirmek için böyle hava atmak zorundalar. Gerçek bir entelektüel asla bu güdüyle hareket etmez. Entel feodal köylülere artık diploma ve ünvan da yetmez.
Tıpkı paranın yetmediği gibi. (Alıntıdır)
Saç rengi
Opsiyon
Siyah
Doğal
İnternet kullanma sıklığı
-
ONA UYGUN PARTNER
Aradığı ilişki türü
Arkadaşlık, Cinsellik, Sohbet,
We’re Riding the Down the Boulevard,
We’re Riding Through the Dark Night,
With Half the Tank and Empty Heart,
Pretending We’re in Love but It’s Never Enough,
As The Sirens Fill the Lonely Air,
Oh How Did We Get Here Now Now Now Babe,
We See a Storm Closing in,
Pretending We Ain’t Scared,
Don’t Say a Word While We Dance with The Devil,
You Brought a Fire to a World So Cold,
We’re Out of Time on The Highway to Never,
HOLD ON HOLD ON HOLD ON HOLD ONNNNN
İLİŞKİLERDEN BEKLENTİLERİ
Bir uçak yolculuğunda yan koltukta oturan bir adamın alyansını sağ elinin işaret parmağına taktığını fark eden yazar ''Bayım alyansınızı yanlış elinize takmışsınız!'' Adam bunun üzerine; ''Yanlış kadınla evlendim de ondan!'' diye karşılık verir..
Yazar Ziglar bu anıyı aktardıktan sonra şöyle sorar; ''Peki ya bu adam doğru adam mı? Yani kadın doğru adamla mı evlenmiş?
Yazar kitabında şu öyküyü anlatır..
''Yıllar önce Hawai''de başlık parasına benzer bir uygulama revaçtadır. Bir erkeğin sevdiği kızla evlenebilmesi için kızın ailesine belli sayıda inek vermek zorundadır. İnek sayısının 10 adet olması gerekmekle birlikte kızın özelliklerine göre bu sayı değişebilmektedir..
Ve adada iki kızı olan bir adam yaşamaktadır. Kızlardan büyük olanı bizdeki deyişle -kabul görmeyen- tipte, şanssız bir kızdır ve babası ona 3 inek fiyat biçmiştir; 2 inekli bir teklifi de kabul edecektir; hatta iyi bir pazarlıkla 1 ineğe fit olmaya razıdır..
Bir gün adanın zenginlerinden Johny Lingo bu eve geldiğinde herkes onun diğer kızı isteyeceğini düşünür. Oysa yaşlı adamı sevince boğarak büyük kıza talip olur. Herkes en azından isteneni yani; 3 inek ödeyeceğini düşünürken Johny yanında 12 tane inekle gelmiştir!!..
O dönemlerde normal bir balayı ortalama bir yıl sürmektedir ama gelin ve damat iki yıllık balayı planlamıştır.
Damatla gelinin dönmesinin beklendiği gün ahaliden biri dönüşlerini haber vermeye gelir gelmesine ama gelenlerin Jony ve eşi olduğundan emin değildir. Aslında Johny''i tanımıştır fakat kızdan emin olamamıştır; yaklaşan kadın çok güzel, zarif birisidir. İyice yaklaştıklarında kimsenin tereddütü kalmaz. Fakat kızın güzelliği, cazibesi ve çekiciliği en eleştirici gözle bile reddedilmeyecek ölçüdedir. Yakından bakanlar Johnny''nin 12 inek karşılığında iyi bir alışveriş yaptığını düşünürler.''
Yazar işin püf noktasını şöyle özetler; ''Johnny 12 inek ödedi, kız 12 ineklik bir kadın haline geldi.''
Bu hep böyle olmaktadır; eşinize veya sevgilinize verdiğiniz değer, ona kazandırdığınız değerdir. Aslında ''doğru adam'', ''doğru kadını'' inşa eder, ''doğru kadın'' da ''doğru adamı''..